Yaz aylarında nüfusu 1,5 milyona ulaşan turizm şehri Bodrum’da su sıkıntısı ciddi boyutlara ulaştı. Resmi nüfusu 200 bin görünmesine karşın, özellikle yaz aylarında nüfusu 1,5 milyonu bulan ve otel/villa projeleriyle her geçen gün daha da betona gömülen Bodrum’da su sorunu giderek baş edilmez bir hal aldı.
Su Kaynaklarının Tükenmesi
Sözcü TV’den Gamze Elçi’nin haberine göre, ilçenin su ihtiyacını karşılayan Geyik ve Mumcular barajlarındaki suyun tükenmesiyle Bodrum, susuzlukla karşı karşıya kaldı. Yaz sıcağında günlerce süren su kesintileri, Bodrum’da yaşayanları kendi çözümlerini üretmeye zorladı.
Su Depoları ve Tanklar
Bodrum’daki mahalle ve site sakinlerinin evlerinin çatısında ve bahçelerinde büyük su tankları var. Su olduğu günlerde depolarını dolduran Bodrum’un yerlileri ve tatilciler, kimi zaman 9 gün süren su kesintilerine bu yolla çözüm bulmaya çalışıyor. Bodrum’da evlerin banyoları ve koridorları da damacana ve su bidonları ile dolu.
Sağlıksız Su ve Enfeksiyon Riski
Bodrum halkı, belediye ekipleri tarafından traktör ile gönderilen suyun sağlıklı olmadığından şüpheleniyor. Turgutreis’te site sakinlerinin iddiasına göre, yaşanan enfeksiyon hastalıkları artmış durumda. Site sakini Şeyda Ertem, “Artık traktörlerle kuyulardan su almak zorunda kalıyoruz. Traktörler ile kuyulardan gelen bu suyun analiz raporu yok. Dün gece hastaneye gittik, iki gecedir rahatsız oğlum ayakta zor duruyor. Enfeksiyon. Belli ki suda sorun var. Endişeleniyoruz,” dedi.
Kaan Ertem ise, “8-9 gün suyumuzun akmadığı oldu. Bazen mesaj geliyor, şu saatte gelecek deniyor, o günü 3 gün geçiyor yine gelmiyor,” diyerek yaşadıkları çaresizliği dile getirdi.
Otel İşletmecilerinin Mücadelesi
Depolara doldurdukları su ile müşterilerini mağdur etmemeye çalışan otel işletmecileri, hem maliyet hem de su kesintileri nedeniyle yazı nasıl çıkaracaklarını kara kara düşünüyor. Bu durum, Bodrum’daki su sorununu daha da kritik hale getiriyor ve bölgenin su altyapısının ne kadar yetersiz olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu gelişmeler, Bodrum’un altyapı sorunlarının çözülmesi ve su kaynaklarının daha etkin yönetilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.